Hurriyet Spor

Bumerang - Yazarkafe

Allah'ın lanetine uğrayan zalimler

Tarihte helak edilimiş, lanet edilmiş ne kadar topluluk varsa ortak özellikleri zalim olmalarıdır. Ortada üçüncü kişilere ait hak ihlali varsa bizim inancımıza göre affedilemez bir durumdur.

Araf Suresi 44. ayette Allah cehennemdekilerin vasfını anlatıyor. "Zalimler".

"Cennetlikler cehennemliklere: 'Biz Rabbimizin bize vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördük siz de Rabbinizin size vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördünüz mü?' diye seslenirler. Onlar 'Evet' derler. O sırada bir seslenici 'Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir' diye seslenir." Araf 44

Elinizle, ya da dilinizle kime zulm etmişseniz bunun sorumluluğun büyük olduğunu, mutlaka karşı tarafa bir şekilde ödenmesi gerektiğini, insanı ateşe götüren bir durum olduğunu anlamalıyız.

Fiziksel olarak işkenceden, maddi ve manevi anlamda yapılan eziyetlerin tamamı zulüme girer. Kalabalığına ve kaba kuvvetine güvenip başka insanlara fiziksel olarak saldırmak, öldürmek, insanları dilleriyle itibarsazlıştırmak kısacası diliyle sokmak.

Unutmayın kime olumsuz anlamda hakkınız geçtiyse gerçekten endişelenin. Gerekirse bu hakkı ödeyin ya da hellaleşin. Bu dünyada olmazsa diğer alemde bu hak boynunuza büyük bir kambur olarak kalır.

Zulüme uğradım diye üzülmeyin. Kimden kötülük gördüyseniz bekleyin. İntikam almaya gerek yok. Cezasını siz verirseniz, bundan siz de zarar görürsünüz. Allah verirse ki haklıysanız verir o zman, gerçekten bekleyin, her şeyin bir zamanı vardır. Affetmek içinizden geçiyorsa affedin. Ama bilin ki mazlumun bedduası asla red olunmaz. Hayat kuralıdır. Nasıl öleceğim diye düşünmek bile yeter. Bu kimselerin nasıl yaşadıklarına ve öldüklerine bakın. "Ya bir yığın adam var her şeyi yapıyor, asıyor kesiyor, keyfi yerinde". Niye hep zalim kazanıyor gibi gözüküyor. İyi insanlar, sıkıntı ve belalarla sınanır, olgunlaşması ve farkındalık kazanması sağlanır. Gafletten uyanması içindir belki. Burada hesap görülsün diye diğer alemde yanmasın isteniyor olabilir. Zalimlere gelince, onların mutlu gözükmeleri,  keyfiyetlerini ilan etmeleri Allah'ın umursamazlığından değildir. Vazgeçtiği ve lanet ettiği kimseyi o ana kadar sınavda tutmaktır. Dünya sınavsa herkes rolünü oynayacak. Role müdahele olursa tercihler ortaya çıkmazdı. Bin yıl yaşasalar, bin yıl bir kötülüğü başkalarına yapanlar yine bin yıl daha yaşasalar değişmeyeceklerdi. İşte bu yüzden "halidine fiyha" ebedi kalırlar denilirken insanın değişmediği için cehennem ateşi de değişmeyecektir.

Eşine, iş arkadaşına, komşusuna, akrabasına zulüm eden ne kadar aşağılık insan varsa bunun bedelini ödeyecektir.

Her iyilik aslında kendinizedir, kötülük de kendinizedir. Bir kimseye zulm edip kalbiniz bundan ferahlık duyuyorsa buna ağlamalısınız. O kötülük size bela, musibet olarak dönecektir.

Bilek gücünüze güvenip bir insana saldırmak sonra da "dövdüm", bak hakkından geldim diye biraz ağır olacak ama şerefsizce bir bakış açısına sahip olan kimse kazandım sansa da kaybediyor. Hani birisi size saldırır da mecbur kalır kendinizi korursunuz. Ama trafikte eline demir çubuk alıp, çevresine güverenerek basit meselelerden başkalarına zulmedenler büyük günah işlemektedirler. Elinizden geldikçe işi diyalogla halledin. Halledemiyosanız hukuk halletsin. Onlar halletmiyorsa Allah'a ısrmarlayın çünkü kulun adaleti şaşsa bile onun adaletinde küçük bir oynama dahi olmaz.

 

Türkiye'nin en önemli sorunu hangisi?

Sizce Türkiye'de ne değişmeli, hangi konulara daha ağırlık verilmeli? Kurulursa yeni hükümet ne için çalışmalı?

Doğal olarak seçmenin oy vererek, güvenoyu verdiği kişilerden beklentilerinin yanında vekillerin temsil ettikleri kitlelere karşı sorumlulukları var.  Sizce odaklanması gereken konu hangisi?

[poll id="10"]

Çoklukla ve servetle övünmek

Sayıca fazla olmak, etrafınızda sizin gibi düşünen kişilerin çok olması, başka gurup ve kişilere karşı güçlü gözükmenizi sağlasa  bile sizi onlardan üstün kılıyor mu? Tüm bunlar doğru yolda olduğunuzun göstergesi midir? Dinler tarihine bakarsanız Mekke Müşriklerinin sayısı da Müslümanlardan fazla idi. Ad ve Semud kavimleri varlık içerisinde yüzüyordu. Güvendikleri kalabalıkları, liderleri ve servetleri vardı.  Sahip oldukları imkanlarla övünüp şımardılar. Diğer kimseleri küçük görüp onlara zulmediyorlardı. Peygamberlere inanmayıp sonunda helak oldular. Hala günümüzde askeri gücüne güvenerek, başka topluluklara zulmeden, kendi ırklarını üstün gören zalim kimseler var. Allah'ın en büyük laneti zalimleredir. Peygamberimiz  hadisinde "bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir" diyor. Haksız yere insan öldürmenin en büyük günahlardan biri olduğunu söylüyor.



Demek ki üçüncü kişilerin haklarını gasp eden, bunun için örgütlenenler, hangi kılığa girerlerse girsinler, kalabalıkları, meclisleri, askeri güçleri, servetleri onları güçlü kılmayacaktır. Onların doğru olduklarını göstermeyecektir.

"Sonra Allah, resulünün üzerine de müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur."

Tevbe 26


Ayette görüldüğü gibi sayıca az olan müminlerin Allah'ın yardımıyla galip geldiği görülüyor. İslam dinin affetmediği iki büyük günah "İNSAN HAKKI VE ZULÜMDÜR".

Aklını işletmeyen, başkalarına zulmedenler hangi güce sahip olursalar olsunlar Allah'tan güçlü değildirler. Silahları ve kalabalıkları kendilerini mazlumların beddularından kurtarmaz.

Bakara Suresi 153. Ayette "Allah sabredenlerle beraberdir" diyor. Allah kimle beraberse güçlü olan odur. Hariciler görünüşte çok ibadet eden müslüman gözüken bir topluluktu. Gerçek müslümanlara düşmanlık yapmışlar. Hz Ali'yi sırtından hançerleyip şehit etmişlerdir. Yine oğlu Hz Hüseyin Emeviler tarafından Kerbela'da şehit edilmiştir. Onlar da kendilerini müslüman addeen bir topluluktu. Ama servet, makam ve saltanat sevdasıyla islamın getirdiği sosyal adaletten rahatsız idiler. Kabilecilikleri ve itibarları zarar görür diye düşünüyorlardı. Çünkü islam şımarıklığı, köleliği, başkalarını ezmeyi reddedidiyordu. Bakın hala Orta Doğu'daki zulme. Bunların hiçbiri islama mal edilemez. İslam dini asla zulme rıza göstermez. Yani cübbe giymek, sakal bırakmak, çok ibadet yapmak kişinin itikadının doğruluğunu göstermez.

Kafa sayısının fazla olması, çok taraftarınızın olması sizin nitelikli bir çoğunluk olduğunuzun kanıtı değildir. Müslüman coğrafyaların nitelikleri:

1- İlimden ve medeniyetten geri olmamak

2- Zulmetmemek

3-Başka toplulukların imreneceği örnek yaşama sahip olmak

"Allah'tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!" (Ankebut 41)


Diyabetin(Şeker Hastalığı) nedenleri?

Aldığımız besinler bağırsaklarda parçalanarak glikoza dönüşür, kana taşınan glikoz insülin yardımıyla hücrelere iletilir.

Diyabet, pankreasın yeterince insülin üretemediği veya bu insülini gerektiği kadar kullanamadığında  oluşur.

Pankreasın hiç insülin üretemediği duruma Tip1 diyabet denir. Bu aşamada dışarıdan insülin takviyesi zorunlu hale gelir.  Açlık kan şekeriniz 125 mg ve üzerinde seyrettiği durumlar  diyabetik olduğunuzu gösterir.  Moralinizi bozmadan gerekli önlemleri almalısınız. Senede en az 1 kere kan şekerinizi ölçtürmeniz gerekir.

Diyabetin oluşmasında genetik faktörler, yaşam tarzı ve beslenme gibi faktörler rol oynamaktadır. Aileden gelen kalıtımsal etkiler diğer aile bireylerinde şeker hastalığı görülme riskini artıracaktır.

1. dereceden akrabalarınız arasında görülmesi sizin şeker hastalığına yakalanma riskinizi artırır. Tip 1 diyabette anne ve babadan geçen genler Tip2 'de ise kalıtım rol oynar.

Kendisinde Tip1 diyabet olan bir babanın çocuklarında diyabet görünme oranı 1/17 dir. Yani her 17 çocuktan biri anlamına gelir.

Doğuştan gelen etkileri değiştiremezsiniz ancak yaşam tarzınızı değiştirerek diyabete yakalanma riskini azaltabilirsiniz.

 

Diyabetten korunma yolları


- Şeker, glikoz şurubu içeren tatlılar ve  karbonhidratlı  gıdaları çok fazla tüketmek gerekir.

- İdeal kiloda kalmak, bel çevrenizin boyunuzun yarısını geçmemesine dikkat etmelisiniz. Erkeklerde bu oran ortalama 100 cm, bayanlarda 80 cm den fazla olmamalı.

- Aşırı yağlanma ve obezite ile şeker hastalığı arasında yakın ilişki olduğu, diyabet riskini artırdığı ortaya koyulmuştur.

- Monoton hayat sürememek, hayatınıza egsersiz katmak.

- Stresten uzak bir yaşam sürmek. Sıkıntı ve stres de şeker hastalığını tetikler.

- Bakliyatlar, tahıllar, omega3 yağ asitleri, muz tüketebilirsiniz. Tarçın kan şekerini dengeler.

- Glisemik indeksi düşük gıdalar, karbonhidratlar tüketemek, tatlı ihtiyacınızı meyvelerden karşılamak doğru olur.

- Çaya rafine şeker atmamak, şekersiz içmek iyi bir başlangıç olur. Tadına alışınca şeker atmak istemezsiniz.

-  Glikoz şurubu içeren, meyve suları ve  meşrubatları  ölçülü tüketin.

 

Mal, mevki ve para hırsı

Dünya hayatı kısadır. Hiç kimsenin maddi anlamda kazandıkları onu sonsuza dek yaşatmaz. İnsanın götürebileceği tek şey güzel ahlakı ve yaptıklarıdır.

İnsan, sınırsız ihtiyaçların yanında sınırlı imkanlara sahip olmasıyla imtihana tabi olunur.  Mal biriktirme yarışı, kavgalar ve çekişmelerin arkasında hep bu neden var.  Yoksa herkese aynı imkanlar verilir, kimsenin başkasına minneti kalmaz, bu açlık ve yarış olmazdı. Geçmişte yaşanmış savaşlara bakarsanız, hepsinin arkasında doymamazlık  ve kronik açlık var.

Toplum hayatında da durum farklı değil. İnsanlar karınları tok, hiçbir şeye ihtiyaçları yokken, sürekli biriktirme sevdasıyla başkaları ile çekişir, ekonomik pastadan daha fazla pay almak için yarışırlar. İş yerinde terfi ederek yükselmek, öne geçmek, diğerlerinden avantajlı konuma gelme derdindedirler. Başkalarının aynı sektörde bulunmasını, başarılı olmasını istemezler. Bu kronik açlık kimilerini her şeyin sahibi yaparken kimilerinin saf dışı kalmasını ve fakirleşmesini sağlamıştır. Sırf çekemediği için, komployla başkalarını ekmeğinden edenden daha aşağılık kim olabilir? Bilmezler mi bu dünya eden bulur dünyasıdır. Dünyada insanları sığdırmayanların, zulmedenlerin ahirette yerleri olmayacaktır. Bilmezler mi ki boynuzsuz koyun boynuzludan hakkını alacaktır. Tarih Karunların hikayelerini yazar. Malınız Karun gibi çok olsa kefenin cebi yoktur.

Önce sağlık, huzur ve afiyet dilemek sonra kazandıklarının hayrını istemek gerekir. Can yakarak, haram yolla edinilmiş kazanç huzur değil ancak bela getirir. Ama bugün, ama yarın. Er yada geç.

Nefsi emmare, yani havyanlaşmış nefis derecelerin en aşağı olanıdır. Burada maneviyat körelmiş, kişi hissizleşmiş, hayvanlar gibi sadece yemeye, içmeye başlamış, hiç bitmeyecek gibi dünyanın zevki ile eğlencesine dalmıştır. Oysa nefis kendine hizmet ettikçe doymaz, daha fazlasını ister, kişiyi felakete sürükler. Ölüm anında ve sonrasında zor durumda kalır. Çünkü insan ruhtan ibarettir.

 

Tekasür Suresi Türkçe Anlamı


Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla


1- (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi ‘tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.’

2- “Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.”

3- Hayır; ileride bileceksiniz.

4- Yine hayır; ileride bileceksiniz.

5- Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,

6- Andolsun, o çılgınca yanan ateşi de elbette görecektiniz.

7- Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne’l Yakîn) görmüş olacaksınız.

8- Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz.

 

"Sakın onların ne malları ne evlâdları seni imrendirmesin, o hiç bir şey değil ancak Allah onları Dünya hayatta bunlarla ta'zib etmesini ve canlarının kâfir oldukları halde çıkmasını murad ediyor."  Tevbe 55


***

Ayrıca bir hadisi kutside,

"Ey dünya! Bana hizmet edene hizmetçi ol! Sana hizmet edene güçlük göster" buyurulmuş. Diğer Bir hadiste ise "Ya Rabbi! Beni sevenlere, hayırlı mal ver. Bana düşmanlık edenlere, çok mal ve çok evlat ver"

Kapitalist sistemin oluşmasında, kimilerinin har vurup harman savunmasında, başkalarının köleleştirilip diğerlerine muhtaç olmasında yukarıdaki nedenler var. Dünyadaki imkanlar herkese yetecek iken bazıları diğerlerinin haklarına yasal olmayan yollarla sahip olurlar. Fakat hiç kimse sonsuza dek yaşayacak kadar zengin değildir. Bugün haramla şişirdiğin midendekiler yarın ateşe dönüşebilir. 3 günlük dünyada üç kuruş menfaat için alçalmaktan daha aptalca bir şey olamaz. Hakkınızı aradığınız için aç kalmanız, yağcılıkla  ve hile tutunmaktan iyidir. Bir kapıyı kapatan Allah başka bir kapı açacaktır. Mülkün sahibi yalnızca O'dur. Bizim sandığımız hiçbir şey bizim değildir. Bedenimiz bile. Gaflet insanın gözünü kör ettiği için sonunu unutturur. Bizden öncede ağalar, paşalar, kontlar, baronlar vardı. Dünya hangisine kaldı ki bize kalsın.