Empati kurmak en basit tanımıyla, başkalarını kendi yerine koymak, onların duygularını ve yaşadıklarını hissetmeye çalışmaktır.
Birçoğumuza göre saygı duymak hep başkasından beklenen başkasına duyulmayan eylemdir. Kendimizi sürekli dünyanın merkezinde gördüğümüz için ilk saygı duyulması gereken insanlar biz olmamız gerektiğini düşünürüz.
Yaptıklarımız her zaman doğrudur. Lakin durum her zaman öyle değildir. Bana saygı duy derken, bunu beklediğimiz insanlara bizler ne kadar saygı duyuyoruz diye düşünmeyiz. Her ne kadar yaptığımız eylem bize göre doğru olsa da yanıldığımız noktalar olması mümkündür. Tam olarak sentez ve analiz yeteneğimiz gelişmemişse, durumu istediğimiz gibi yorumlar ve çarpıtırız.
"Büyüklere saygı, küçüklere sevgi" gibi klişeleşmiş cümleleri sık sık duyarız. Hiç düşündünüz mü büyüğe saygı da neden küçüğe değil diye? Veya neden büyüğe sevgi duyulmaz. En azında küçükler de büyükler kadar saygıyı hak ederler. Büyükler de sevgiyi.
Hepimizin başkaları kadar buna hakkı vardır. İnsanları sürekli dinlemeli, büyüğüyle, küçüğüyle sorunlarımızı fikirlerimiz paylaşıp sağlıklı iletişim kurmalıyız. Bundan sonra bahsettiğimiz saygı ortamının kendiliğinden oluştuğunu görürüz. Küçükken susturulan, kendine gereken değer verilmediğine inanan çocuklar büyük bir özgüven kaybı yaşarlar ve bu da devekuşu gibi kafasını kuma gömen,hayata küsmüş kitleler yaratır.
Siz gece uyurken yüksek sesle müzik dinleyen kişiye kızarsınız ve birbirimize saygılı olmamız gerektiğini düşünürsünüz. Müzik dinleyen kişi ise sizin onun özgürlüğünü kısıtladığınız düşüncesiyle o da sizden kendisine saygı duymasını bekler. Fakat birlikte yaşamanın getirdiği zorunlu kurallardan birini ihlal ettiğinin, başka bir insana rahatsızlık verdiğinin farkında değildir. Saygı karşılıklı olmadır. Sokak düğünlerinde gürültü yapmanın yasaklanmasına kızan da vardır sevinen de elbette. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi iki taraf içinde beklenti aynıdır. Ama şimdi söyleyeceğim söz son noktayı koyar " Saygı görmek istiyorsan saygı duy" ne güzel değil mi? Biz eğleniyoruz fakat yanı başımız da istirahat etmek isteyen, hasta bir komşumuzun yaşantısını çileye çevirdiğimizi unuturuz. Saygı bence empati ile geliştirilirse gerçek amacına ulaşır. Yani karşınızdaki insanı anlamaya çalışarak. O zaman birbirini boğazlayan, geçimsiz insanlar olmaktan çıkar birbirimizi daha iyi anlarız. Ayrıca her şeyi saygı ile açıklamakta bana göre bu kavrama yapılan en büyük haksızlıktır. Yolsuzluğa ve haksızlığa saygı duyulmaz.
insanların temel hak ve hürriyetini kısıtlayıcı onları rencide hiç bir fiil için de saygı beklenmemelidir. Çünkü saygı beklerken en büyük saygısızlığı biz yapıyoruzdur da ondan. Anlamak ve anlaşılmak sadece trafikte hayatımızı kurtarmakla kalmayıp insan ilişkilerinde de imdadımıza yetişeceği kesindir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Why did I lost my trust in Google? I don't know how reliable Google is in some respects. It has become a world giant on the internet bu...
-
Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz arama motoru Yandex gün geçtikçe daha popüler hale geliyor. Mobil alanında da kullanılan Haritalard...
-
İnsanların günlük hayatta sergiledikleri birtakım davranış biçimleri ve modeller vardır. Bazı olaylar karşısında nasıl davranılması gerektiğ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder