Devletin, hiçbir geliri olmayan işsiz insanlardan zorunlu adı altında, emrivaki ile sağlığı bahane ederek talep ettiği genel sağlık sigortası primleri isteğe bağlı olmalıdır.
Bu sistemde işsiz insanlara aynı evde yaşıyor diye başka insanların gelirlerinden gelir isnat edilmekte, oysa işsiz kimsenin gerçekte herhangi bir geliri bulunmamaktadır.
Hiç kimse tasarruf yetkisi elinde olmayan başka insanların gelirlerinden sorumlu tutulamaz. Bu durum gelirin şahsiliği ilkesine aykırı bir durumdur. Hem işsizsin hiçbir gelirin yok, hem de devlete borçlusun. Bana göre bu durumun ne vicdanla ahlakla bağdaşır bir yanı yoktur.
Bu sistem uygulanmaya başladığından beri genel kabul görmemekte ve sürekli eleştirilmektedir.
Bana göre bu yasanın tekrar gözden geçirilmesi ve daha Adil ve Vicdanlı bir hale getirilmesi gerekir.
Sigortasız bir insan geleceği olmayan bir insandır bana göre. Başkalarına muhtaç durumdadır. Bu insanları borçlandırmak şöyle dursun devletin onlara iş imkanı yaratması ve bir gelecek sağlaması gerekir.
Bana göre devletin sağlık hizmetlerini genel bütçeden karşılaması gerekir. Sağlık hizmeti hiç bir insanın geliriyle orantılı hali gelmemesi herkes için erişilebilir ve eşit olarak sunulması gerekir. Sağlık hizmeti devletin asli görevidir.
Sağlık hizmetinin ödenilen prim ile eşit hale gelmesi insanların parası kadar sağlık alabilmesi anlamına geliyor.
Her sene bu primler Asgari ücretin yüzde 3'ü oranında artırılıyor. Her geçen yıl daha da ödenemez hale geliyor. Bu sistemi getiren siyasi parti bu yüzden oy kaybetmeye devam ediyor.
Devletin işsizin elinden tutmak yerine sağlığı bahane ederek emrivaki ile işsiz insanları borçlandırması, bana göre hiçbir vicdanla ve ahlakla bağdaşmayan, helal bir kazanç değildir.
Devletin sağlık giderlerini genel bütçeden karşılaması gerekiyor. Sigortasız insanlardan zorunlu adı altında kaynak yaratma adına alınan primler kamu gaspına (guğül) giren bir uygulamadır. Sağlıktan yararlanıp ya da yararlanmamak bu gerçeği değiştirmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder